Dokuzuncu sezonun üçüncü yeni rotası Binkılıç-Çilingoz plajı parkuruydu. Bu hafta da Yürüyen Ayaklar iki ayrı grupla iki ayrı noktada adımladığı haftalardan biriydi. Bir klasik haline gelen kahvaltımızla birlikte Binkılıç köyüne doğru yola çıktık. Köyde çay ve kahve molası verdiğimizde çiselemeye başlayan yağmurla oluşan Ozon ve toprak kokusu çevreye yayılmaya başladığında bizde parkurun başına ulaşmışdık.Yağmurlu bir havada yürümeyi düşünürken Bulutlar dağılıp güneş yüzünü göstermeye bizlerde parkuru adımlamaya başladık. Mesafeler aşıldıkça yüzlerdeki gülümseme ve motivasyon artmaya başladı. Grubun tamamı oy birliği ile uzun parkuru yürümeye ve adrenalini hissetmeye karar vererek ormanın muhteşem dokusuna kendimizi teslim ettik. Ormanın huzuru ve muhteşem dokusunun verdiği keyif bizleri o kadar etkilediki önümüze çıkan dik tepe bile bizi korkutmadı. Mesafeleri o kadar keyifle geçtik ki parkurun nasıl bittiğini anlayamadık. Çilingoz plajına ulaştığımızda bulutlanan hava yağmurun habercisiydi. Hızlıca köfte, ekmek ve ayran menüsüne ulaşmak için Binkılıç ‘a doğru yola çıktık. Karnımız doymuş çaylar ve kahveler içilmiş olarak dönüş yoluna geçtiğimizde herkes de tatlı bir yorgunluk yüzlerde gönül heybemize güzel bir gün koymanın mutluluğu ile gülümseme vardı.