Mağara deneyimi çok farklı bir deneyimdi. Karanlık ve ürperti, ne olacağını, ne çıkacağını bilememek, yerin altında olmak gibi bir çok korkuyu tetikleyen bir deneyimdi belki de. Veya tüm bu korkularla yüzleşmek gibi bir şeydi. Hayatımızda pek sık yapmadığımız belki de hiç yapmadığımız bir şeydi. Buna rağmen tam tabiriyle çoluk - çocuk hep beraber daldık AHMETİN MAĞARASINA. Beş-Altı yaşlarından başlayan yedi çoçuk ve onüç büyükle yavaş yavaş yürümeye başladık mağara içinde. Yerler ıslak ve çamur, dökülmüş taşlar, dizlerimizin üstünde emekleyerek geçmek, çamur nedeniyle kaygan inişler, yan geçisler derken herkes havaya girdi. Hepimizin çamurlanması, kirlenmesi kahkaha nedeni olunca korkuda unutuldu, yerini heyecana bıraktı, şakalar, sohbetler eşliğinde üç yüz metre kadar mağaranın içine ilerledik. Geldiğimiz nokta mağaranın geniş ve yüksek noktası olunca mola verdik ve CANER KURTULAN dostumuz ud ve mızıkasıyla akustik mağara ortamında kısa bir dinleti yaptı bize. Mağara deneyimi gibi bu da bir ilkti sanırım. Çokta keyifliydi. Hep beraber şarkılara eşlik ettik, dinledik, dinlendik. "Bu kadar macera yeter, çamurdan ayakta duramıyoruz daha fazla gitmeyelim" deyince arkadaşlar dönüşe geçtik. Yine düşe-kalka, emekleyerek mağaradan çıktık. Hepimiz mağara insanı ama çamurdan mağara insanı olmuştuk. Farklı bir şeyi deneyimlemiş olmaktan keyifli, yaşanan adranelinden ayaklar yere basmıyor şekilde dönüşe geçtik. Çok mutlu olduk çokkk. Hayata renk katmak istiyorsan FARKLI DENEYİMLER YAŞA diyerek bu günümüzü bize özel ve renkli tamamladık. Ahmet ÇETİN'e dostluğu ve rehberliği için teşekkür ediyoruz